Marko Paşa (Pitsipios)
İnsanlık tarihi doğal seyri boyunca zaman zaman sıkışmalar yaşamıştır. Bu dönemler tarih defterinin sayfalarında siyah lekeler bırakır, çünkü insanlığın kriz dönemlerine rast gelmiştir. Sonra karanlığın içinden bir ışık doğar ve o ışık her yeri kuşatır. Tıpkı Solferino Savaşı tüm şiddetiyle sürerken Henry Dunant’ın zihninde beliren ışık gibi. Dunant’ın Solferino Savaşı esnasında hafızasına kazınan tanıklıklar Uluslararası Kızılhaç Kızılay Hareketi’nin doğuşuna vesile olmuştu. Nihayet bugün bu hareket, yeryüzündeki en büyük insani ağ olarak dünyanın 191 ülkesindeki ulusal dernekler eliyle iyiliği ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor.
Türk Kızılay’ın ilk kuruluşu da yine insani krizlerin yoğun yaşandığı, tarihin sıkışmış bir dönemde “Mecruhin ve Marda-yı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti” adıyla olmuştu. Bir grup idealist Osmanlı hekiminin savaş alanında yaralanan ve hasta düşen askerlere yardım etmek ülküsünden doğmuştu bugünün Kızılay’ı. Ve o günlerden bu günlere “isimsiz kahramanları”; cefakâr çalışanları, gönüllüleri ve destekçileri sayesinde geldi. O dönemde iyiliğin ateşini ilk yakan Hilâl-i Ahmer kahramanları bugün hala unutulmadı.
Apostolos oğlu Marko Pitsipios, nam-ı diğer Marko Paşa, ülkemizdeki iyilik meşalesini ilk ateşleyen isim oldu. Bugün dünyadaki en önemli insani yardım aktörlerinden biri olan Türk Kızılay’ın kurucusu, kırmızı hilalin banisi olarak tarih sahnesine çıkmıştı. Marko Paşa ile birlikte Kırımlı Dr. Aziz Bey, Dr. Abdullah Bey ve Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa meşaleyi ateşleyen diğer isimlerdi. Kuruluş aşamasında, Dr. Abdullah Bey’in ısrarlı girişimleri sonunda Serdar- ı Ekrem Ömer Paşa’nın konuya ilgisi uyanmış, Kırımlı Dr. Aziz Bey’in de çabalarıyla daha sonra Hilâl-i Ahmer’e evrilecek olan Mecruhin ve Marda-yı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti Marko Paşa’nın başkanlığında kurulmuş oldu.
1868’de başlayan iyilik koşusunun meşalesi en zorlu koşullarda yerine getirilen ulvi hizmetler sayesinde elden ele bugünlere geldi. Tarihin seyri öyle bir hal aldı ki meşalenin ateşinin söndüğü dönemler dahi oldu. Ama bu meşaleyi yeniden ateşleyen iyi yürekler hep vardı. Koşu yeniden başladı. Alevler daha da büyüdü. Tıpkı ilk kuruluşunun ardından imkansızlıklarla baş edemeyerek sessizliğe gömülen Cemiyet’in 1877’de Hilâl-i Ahmer ismiyle yeniden tarih sahnesine çıkışı gibi. Bu kez meşaleyi yeniden ateşleyen isim Meclis-i Umuru Sıhhiye İkinci Reisi Hacı Arif Bey idi. İyiliği hâkim kılma mücadelesi tüm zorluklara rağmen bir buçuk asrı geçen bir süredir devam ediyor.
Proje:
Dr. Kerem KınıkProje Koordinatörü:
Dr. İbrahim AltanDüzenleyen:
Vasilis DafnopatidisKategori:
Biyografi, TarihDizi Adı:
Bellek - BiyografiBasım Bilgisi:
1. Basım
Yayın Yılı:
2019
Dil:
Türkçe
ISBN:
978-605-5599-41-6
Sayfa Sayısı:
254
Ebat:
21 x 29 cm